Son bilimsel araştırmalar, hava kirliliğinin yalnızca solunum yollarına değil, çocukların beyin gelişimine ve bilişsel becerilerine de ciddi zarar verdiğini ortaya koydu. Uzmanlar, erken yaşta maruz kalınan kirliliğin zeka düzeyini etkileyebileceği konusunda uyarıyor.
Hava Kirliliği Tehlikesi Yeni Bir Boyut Kazandı
Günümüzde giderek artan hava kirliliği, başta büyük şehirler olmak üzere birçok bölgede yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürüyor. Uzun süredir solunum yolları hastalıklarıyla ilişkilendirilen bu çevresel tehdit, artık çok daha farklı bir yönüyle tartışılıyor. Uzmanların açıklamalarına göre, özellikle erken çocukluk döneminde hava kirliliğine maruz kalmak, yalnızca akciğeri değil, çocukların beyin fonksiyonlarını ve zeka gelişimini de olumsuz etkiliyor.
Beyin Gelişimi Üzerindeki Sessiz Tehdit
Pediatrik nörologlar ve çocuk gelişimi uzmanlarının üzerinde durduğu en önemli konulardan biri, ince partikül maddelerin (PM2.5) sinir sistemi üzerindeki yıkıcı etkileri. Bu partiküller, solunum yoluyla vücuda alındıktan sonra kan dolaşımına karışabiliyor ve beyin bariyerini aşarak nörolojik yapılara zarar verebiliyor.
Son yapılan araştırmalara göre, şehir merkezlerinde yaşayan çocuklarda;
- Dikkat eksikliği
- Hafıza problemleri
- Öğrenme güçlüğü
- Dil gelişiminde gecikme
gibi belirtilerin görülme sıklığı, daha temiz hava koşullarında büyüyen çocuklara kıyasla anlamlı şekilde yüksek.
Zeka Düzeyini Düşürebiliyor
ABD merkezli bir üniversitenin yaptığı uzun süreli bir araştırmada, hava kirliliğine yoğun şekilde maruz kalan bölgelerde yaşayan çocukların IQ düzeylerinin, aynı yaş grubundaki akranlarına göre ortalama 4-6 puan daha düşük olduğu gözlemlendi. Bu fark, ilerleyen yaşlarda akademik başarı, sosyal uyum ve problem çözme becerileri üzerinde belirleyici rol oynayabiliyor.
Çalışmayı yürüten bilim insanları, kirliliğin anne karnında bile etkili olduğunu ve fetüsün beyin gelişimini baskılayabileceğini belirtiyor.
Türkiye’deki Durum: Büyükşehirlerde Risk Daha Yüksek
Türkiye’de başta İstanbul, Ankara ve Bursa olmak üzere birçok kentte hava kirliliği yılın büyük bölümünde Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği sınırların üzerinde seyrediyor. Özellikle okulların ve çocuk parklarının bulunduğu bölgelerde yapılan ölçümler, çocukların günün büyük kısmını zararlı seviyelerdeki hava altında geçirdiğini gösteriyor.
Bir çevre sağlığı uzmanı yaptığı açıklamada, “Yalnızca çocuklar değil, hamileler ve yaşlılar da bu durumdan doğrudan etkileniyor. Ancak gelişme çağındaki çocukların nörolojik sistemleri daha hassas olduğu için sonuçlar çok daha yıkıcı olabiliyor,” ifadelerini kullandı.
Okul Başarısı ve Sosyal Gelişim Üzerinde Etkili
Hava kirliliğine maruz kalan çocukların yalnızca zeka skorlarında değil, okul performanslarında da düşüş yaşandığı tespit edildi. Öğretmenlerden alınan geri bildirimlerde, bu çocukların daha çabuk yoruldukları, derslere konsantre olmakta zorlandıkları ve yaşıtlarına göre daha fazla davranışsal sorun yaşadıkları bildirildi.
Ailelerin farkında olmadan yaşadığı bu durum, genellikle başka sebeplere bağlanıyor. Ancak çocuk psikiyatristleri, çevresel faktörlerin özellikle son yıllarda öğrenme ve gelişim bozukluklarında temel etken haline geldiğine dikkat çekiyor.
Uzmanlardan Ailelere Uyarı ve Öneriler
Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanları, hava kirliliğinin çocuk gelişimi üzerindeki etkilerini azaltmak için ailelere bazı önemli önerilerde bulunuyor:
- Sabah ve akşam saatlerinde, trafik yoğunluğunun yüksek olduğu zaman dilimlerinde açık havaya çıkılmamalı
- Çocuk odalarında hava temizleyici filtreler kullanılmalı
- Oyun alanları, mümkünse trafik ve sanayi kaynaklarından uzak yerlerden seçilmeli
- Dengeli beslenme ve antioksidan içerikli gıdalarla bağışıklık sistemi desteklenmeli
- Günlük hava kalitesi endeksleri takip edilerek, açık hava aktiviteleri buna göre planlanmalı
Ayrıca çocukların düzenli olarak doktor kontrolünden geçmesi ve gelişim takiplerinin titizlikle yapılması gerektiği de vurgulanıyor.
Hava Kirliliğine Karşı Toplumsal Farkındalık Artıyor
Son yıllarda hava kirliliğiyle mücadele konusunda farkındalık çalışmaları da artış göstermeye başladı. Sivil toplum kuruluşları, eğitim kurumları ve yerel yönetimler, hem ebeveynleri hem de çocukları bilinçlendirmeye yönelik projeler yürütüyor. Ancak uzmanlara göre bu çabaların daha sistematik ve devlet destekli olması gerekiyor.
Aksi halde, yalnızca akciğer hastalıklarında değil; geleceğin bireylerinin zihinsel kapasitesinde de geri dönüşü zor kayıplar yaşanabileceği ifade ediliyor. Özellikle kentleşme ve sanayileşme süreçlerinin hızlandığı bu dönemde, çocukların gelişimini korumaya yönelik önlemler bir lüks değil, zorunluluk olarak değerlendiriliyor.
Hava kirliliğinin sessiz ve yavaş ilerleyen bir düşman olduğunu belirten uzmanlar, çevresel etkilerin çocuk gelişimi üzerindeki yıkıcı etkilerinin hâlâ yeterince ciddiye alınmadığını, ancak verilerin alarm seviyesinde olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor.
4o